Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları
İletişim Bilgileri
Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları
Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları

Çalışma Alanlarım

  • Ana Sayfa
  • Çalışma Alanlarım
  • Kaygı Bozuklukları
Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları
Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları

Kaygı Bozuklukları

Panik Bozukluk

Panik bozukluk; danışanın beklenmeyen panik ataklar yaşadığı ve başka panik ataklar yaşamakla ilgili endişelendiği, sık rastlanan bir kaygı bozukluğudur. Panik atak; “savaş ya da kaç” semptomlarının ve göğüs ağrısı, ürperme, sıcak basması, tıkanma, nefes darlığı, hızlı veya düzensiz kalp atışı, karıncalanma, uyuşma, aşırı terleme, mide bulantısı, baş dönmesi ve titreme gibi başka birkaç semptomun daha eşlik ettiği korku ve dehşet duygusudur. Sonuç olarak bu danışanlar, gerçek dışı hissedebilir veya akıllarını kaybediyor veya ölüyormuş gibi bir korku yaşayabilir. Danışanlarda, bu bedensel belirtilerin en az dördünün görülmesi gerekir.

Bu danışanlar, bir kere bile ataklarını tetiklemiş aktivitelerden uzak durur veya panik atak yaşadığı yerlerden kaçınma gibi etkisiz adımlarla gelecekteki ataklardan kaçınmaya çalışır. Panik ataklar genelde belirtisizdir. Ancak, durumsal eğilimli ve belirtili/duruma bağlı ataklar da görülmektedir. Bazı insanlar ise, uyanıkken olanların yanı sıra gece atakları da yaşar.

Panik bozukluk, genelde 20’li yaşların başlarında ortaya çıkar ve genel yetişkin nüfusunun %1-4’ü arasında rastlanan ve sık görülen kaygı bozukluklarından biridir. Panik bozukluk, özellikle kadınlar arasında daha yaygındır.

Panik ataklar, köprüyü geçerken veya kapalı bir alışveriş merkezinde dolaşmak gibi özgül durumlar tarafından da tetiklenebilir. Bu ataklar, belirtili veya duruma bağlı ataklar olarak bilinir. Panik bozukluğunda olduğu gibi diğer atakların özgül bir uyaranla bir ilişkisi yoktur ve kendiliğinden ortaya çıkar. Bunlara ise; “beklenmeyen veya belirtisiz panik ataklar” denir. Üçüncü tür olan durumsa; eğilimli ataklardır. Bu ataklar, danışanın uyaranla karşılaştığı zaman, genelde (fakat her zaman değil) panik yaşadığı ataklardır.

Agorafobi

Agorafobi; kaygı semptomları ortaya çıktığında danışanın kaçmasının zor veya utandırıcı göründüğü veya yardımın mümkün olamayacağı durumlardan ve yerlerden korkmasıdır. Örneğin; tiyatrolar ve kalabalık marketler gibi açık yerlere gitmek ve aynı zamanda evden dışarı çıkmak, korkulan durum ve yerlere dahildir. Agorafobisi olan danışanlar, ya korktukları yer veya durumlardan tamamen kaçınırlar ya da eğer yüzleşebiliyorlarsa yoğun kaygı yaşar veya yanlarında birine ihtiyaç duyarlar.

Agorafobi; genellikle evden uzak olma veya otobüs, araba veya trenle seyahat etme gibi durumları kapsamaktadır. Agorafobi, hızla gelişir. Sadece birkaç hafta içinde bir dizi panik atak yaşayan danışan, başka ataklar yaşayacağı korkusuyla evden çıkmaktan veya başka aktivitelere katılmaktan kaçınır. Bu nedenle ya bu durumlardan kaçınır ya da bu durumlarla sadece güvendikleri bir arkadaşları onlara eşlik ettiğinde yüzleşebilir. Hiçbiri işe yaramazsa da, acı çekerek ve kaygı yaşayarak o duruma katlanırlar.

Agorafobinin görülme oranı, son yıllarda yaklaşık %1-2 ye yükselmiştir. Panik bozuklukta da olduğu gibi, kadınlar erkeklere göre agorafobi yaşamaya daha yatkındır. Bazı danışanlar, ilk semptomlarını 40 yaşından sonra yaşamış olsalar da, bozukluk genelde 10’lu veya 20’li yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Kalıtımsal yönü oldukça güçlüdür.

Özgül Fobi

Özgül fobisi olan danışanlar, özgül nesneler veya durumlara karşı nedensiz bir korku yaşarlar. En çok rastlanan fobiler; hayvanlar, kan, yükseklik, uçakla seyahat etmek, kapalı kalmak ve gök gürültüsüdür. Bu uyaranlardan birine maruz kalmanın yarattığı kaygı, bir panik atak veya daha genelleştirilmiş bir kaygı formunda ortaya çıkabilir; fakat bu kaygı her zaman için özgül bir şeye yönelir. Danışanlar; genel olarak kendilerinde korku uyandıran uyarana ne kadar yaklaşırlarsa ve o uyrandan kaçmaları ne kadar zor olursa, kendilerini o kadar kötü hissederler.

Özgül fobi genel nüfusta en çok karşılaşılan kaygı bozukluklarından biridir. Yetişkinlerin yaklaşık %10’u, belli bir boyutta bu özgül fobilerden birini yaşamaktadır.

Başlama yaşı genellikle çocukluk dönemi veya ergenliktir; özellikle hayvan fobileri daha erken başlama eğilimindedir. Bazıları bir hayvan tarafından ısırılmak gibi travmatik bir olaydan sonra başlar. Bu durum, kadınlarda belki de 2’ye 1 oranında olmak üzere erkeklere göre çok daha fazladır. Özgül fobinin; hayvan tipi (yılan, örümcek), doğal çevre tipi (gök gürültüsü, yükseklik), kan-enjeksiyon-yaralanma tipi (şırınga, ameliyat), durumsal tip ( uçakla seyahat, kapalı alan) ve diğer tip (yüksek sesler, palyaço) olmak üzere 5 farklı tipi vardır.

Sosyal Kaygı Bozukluğu

Bu bozuklukta, başkalarının danışanı yakından görebildiği durumlar ( bir kalabalık önünde konuşmak veya bir performans sergilemek, yemek yemek veya bir şeyler içmek, yazı yazmak, belki de sadece başka biriyle konuşmak vb.) danışanda aşırı bir kaygı yaratmaktadır. Bu aktiviteler neredeyse her zaman aşırı bir şekilde rezil olma veya sosyal red korkusunu tetiklediği için, danışan bu durumlardan kaçınır veya yüksek bir kaygı yaşayarak bu durumlara katlanır.

Sosyal kaygı bozukluğu (SKB); sakar, aptal veya utanç verici görünme korkusudur. Danışanlar; yemek yerken tıkanma, yazı yazarken titreme veya konuşurken yada bir enstrüman çalarken yapamama gibi durumlardan korkar ve endişe duyar. Örneğin; umumi tuvaleti kullanmak, bazı erkeklerde kaygı yaratır. Yüzün kızarma korkusu ise; en çok kadınları etkiler.

Pek çok danışan, SKB’nin görülebilir fiziksel semptomlarını yaşamaktadır; kıpkırmızı olma, ses kısılması, titreme ve terleme... Bu tür danışanlar, gerçek panik ataklar yaşayabilir. Çocuklar ise kaygılarını, tutunup kopamayarak, ağlayarak, donarak, geri çekilerek, öfke nöbetleri geçirerek veya konuşmayı reddederek ifade edebilir.

SKB’nin görülme oranı, %4 - %13 arasındadır ve ortaya çıkışı, genelde 10’lu yaşların ortasıdır. Genetik bir alt yapısı olduğu da belirtilmektedir.

Seçiçi Konuşmazlık ( Selektif Mutizm)

Seçici konuşmazlık, yalnız kaldıkları zamanlar ve çok yakın birkaç danışan hariç, konuşmayan ve sessiz duran çocuklarda görülen duruma verilen tanıdır. Bozukluk tipik olarak, normal konuşma geliştikten sonra okul öncesi yaşlarda başlar. Evde aile üyeleriyle beraberken normal bir şekilde konuşan; fakat yabancılar arasında sessiz duran bu tip bir çocuk, okula başlayana kadar klinik olarak dikkat çekmeyebilir. Danışan, başka zamanlarda normal konuşsa da, okul gibi konuşması beklenen belirli durumlarda hiç konuşmaz. Genelde utangaç olsalar da, bu tip pek çok çocuk normal bir zekâya ve duyma yetisine sahiptir. Konuştukları zaman bu çocukların normal bir artikülasyon, cümle yapısı ve kelime dağarcığına sahip olduğu görülür. Bu durum, genelde haftalar veya aylar içinde kendiliğinden gelişir.

Seçici konuşmazlık fazla yaygın değildir, 1000 kişiden 1’inde görülür; erkeklerde ve kızlarda neredeyse eşit miktarda görülmektedir. Aile geçmişinde genelde sosyal kaygı bozukluğu ve seçici konuşmazlığı olan akrabalar bulunmaktadır. Diğer kaygı bozuklukları (özellikle ayrılma kaygısı bozukluğu ve sosyal kaygı bozukluğu) eş tanılardır.

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

Ayrılma kaygısı bozukluğu (AKB), yıllarca çocuklukta teşhis edilmiş ve o döneme özgü olarak düşünülmüştür. Fakat son zamanlarda, bu durumun ayrıca yetişkinleri de etkilediğine dair bulgular artmaktadır. AKB olan çocukların üçte biri, bu bozukluğun semptomlarını yetişkinliklerinde de yaşamaya devam etmektedir. Fakat bu semptomlar, bazı danışanlarda 10’lu yaşlarının sonunda veya daha sonra ortaya çıkmaktadır. AKB’nin yaşam boyu görülme oranı, çocukların %4, yetişkinlerde ise %6’dır. Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha yüksektir. AKB’nin, güçlü bir genetik alt yapısı bulunmaktadır.

Çocuklarda AKB, yeni bir eve taşınma veya okul değiştirme, tıbbı bir prosedürle veya ciddi fiziksel bir tanıyla veya yakın bir arkadaşın veya evcil hayvanın (veya bir ebeveynin) ölümü gibi bir olayla başlayabilmektedir. Semptomlar, genelde okula gitmeyi reddetmeyle başlar. Fakat, daha küçük çocuklarda da bakıcıyla veya kreşte kalmayı istememe şeklinde ortaya çıkabilir. Çocuklar, evde ebeveynleriyle kalabilmek için hayali veya başka fiziksel şikâyetler sıralayabilir.

Bu danışanlar, ebeveynlerinden birine veya hayatlarındaki önemli bir insana bir şeyler olacağından korktukları için yalnız kalmakta çok zorlanır. Ebeveynlerinin (yada kendilerinin) öleceğini veya kaybolacağını düşünürler, bu yüzden de ayrılma düşüncesi bile onlarda kaygıya, kabuslara veya belki de kusma ya da başka fiziksel şikayetlere yol açabilir. Bundan dolayı da okula ve işe gitmeye ya da evden uzak bir yerde uyumaya – hatta kendi yataklarında bile uyumaya- isteksizdirler.

Yetişkinler ise; eş veya çocuk gibi önemli bir bağlanma figürünün başına kötü bir şey geleceğinden korkar. Sonuç olarak, güvenli olan bir yerden ayrılmaya isteksizdirler; hatta yalnız başlarına uyumaya korkarlar ve ayrılma ile ilgili kâbuslar görürler. Asıl bağlanma figürlerinden uzak kaldıklarında, gün içinde sürekli telefon etme veya görüşmeye ihtiyaç duyarlar. Bazıları ise; diğer kişinin rutinleri gibi bir rutin oluşturarak güvenlik hissini böyle sağlamaya çalışır.

Yaygın Kaygı Bozukluğu

Endişe genelde kendi kendine ve hiçbir neden olmadan başlar ve bu endişeyi kontrol etmek zaman zaman zorlaşır. Farklı pek çok konu ile ilgili ( sağlık, ailevi problemler, para, okul, iş) aşırı ve kontrol edilmesi zor endişeler, kas gerilmesi, huzursuzluk, çabuk yorulma ve sinirlenme, dikkat ve uyku problemleri gibi fiziksel ve zihinsel şikâyetler oluşur.

Dalgalanan bir sıkıntı halinde, tedirgin edici bir huzursuzluk hissinde toplanan pek çok fiziksel semptomu da beraberinde getirir. YKB’deki endişe, tipik olarak, nesnel gerçeklerin doğrulandıklarından daha genel olan konularla ( her şey) ilgilidir. Bozukluk, genelde 30’lu yaşlarda başlar. Genel yetişkin nüfusunda yaşam boyu görülme oranı %9’dur ve diğer kaygı bozukluklarında da olduğu gibi kadınlarda daha fazla görülür.

Neden Ben?

Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları

İnanç

İlham vermenin önemine ve insanların içindeki hazinelere inanırım.

Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları

Bilim

Sadece kanıt seviyesi yüksek yöntemleri kullanırım.

Çağdaş Tümer - Uzman Klinik Psikolog - Çanakkale - Kaygı Bozuklukları

Çözüm

İhtiyaçlarınıza göre seçilmiş, en iyi çözümleri sağlarım.

Randevu Al

Çanakkale psikolog denince bölgede birçok hastamızı tedavi eden ve topluma kazandıran bir yapıya sahibiz. Çanakkale psikolog olarak kendimizi ruh bilimci olarak tanımlıyoruz. Psikologlarımız bireylerin davranışlarını ve davranış şekillerini incelemektedirler. Öğrenmiş olduğumuz bilgilerle, bizlere başvuran bireylerin yaşadığı sorunları kurduğumuz diyalog sonucunda ortaya çıkarıyoruz. Böylelikle bireylerin yaşamış oldukları ruhsal sorunların çözümlenmesini sağlıyor. Toplumsal sorunların temeline inerek hastalarımızın yaşamış oldukları sorunların temelinden çözümlenmesi için gerekli olan tüm profesyonel müdahaleleri gerçekleştiriyoruz. Bizler Çanakkale psikolog kurumu olarak sadece bizlere danışan kişileri dinlemekle yetinmeyiz. Aynı zamanda bir sorun üzerine kliniklerimize başvuran bireylerin yaşadıkları problemler üzerine detaylı araştırmalar yaparız. Böylelikle sorunların temeline inerek hastalarımız olarak nitelendirdiğimiz bireylerin tüm sorunlarını çözmeye odaklı çalışmalar gerçekleştiririz.

Çanakkale psikolog kurumumuzdaki bütün psikologlarımız alanında uzmanlaşmış, bu mesleğin okulunu icra etmiş sertifika ve diploma sahibi uzman kişilerdir. Çanakkale psikolog uzmanlarımız almış oldukları sertifika ve eğitimlerin testlerini usulüne göre uygulamaktadırlar. Ayrıca uzmanlarımız bu test sonuçlarını psikiyatr, hekim ve testi isteyen bütün kurumlarla paylaşmaktadırlar. Bizlere danışan hastalarımıza psikolojik destek vererek, insanların tekrardan topluma kazandırılmasını sağlamaktayız. Çanakkale psikolog kurumu olarak psikolojik değerlendirmeler yapıyor ve neden sonuç ilişkisi kuruyoruz. Bizlere danışan bireylerin dürtülerini, davranışlarını ve güdülerini inceliyoruz. Çanakkale psikolog denince akla ilk gelen kurumlardan biri olan kurumumuz bünyesindeki, psikologlarımız yüksek gözlem kabiliyetine sahiplerdir. Profesyonel psikologlarımız bireyleri yargılamadan, onlarla pozitif bir ilişki kurup, empatiyle yaklaşım sergilemektedir. Psikologlarımız sürekli olarak kendini geliştiren ve psikolojiyle alakalı yayınları takip ederler. Bizlere başvuran bireylerin dillerine uygun şekilde iletişim kuruyor ve onlara uyum sağlıyoruz. Anlattıkları her şeyi anlamaya çalışarak bireylerin içerisinde olduğu durumdan kurtulmalarını sağlıyoruz.

Çanakkale psikolog olarak bizlere danışan kişilerin daha yüksek bir konsantrasyona sahip olmalarını sağlamaktayız. Psikolojinin dışında farklı alanlarda da araştırmalar yapıyor ve yeni olan tüm test ve tekniklerden yararlanarak bizlere gelen bireylerin sorunlarını çözüyoruz. Psikologlarımız alanlarında uzman olan ve Çanakkale’de kendini kanıtlamış kişilerdir. Çanakkale psikolog hizmetleri veren kurumumuz sizlere her zaman yaşadığınız problemler konusunda yardımcı olurlar ve sorunlarınızın çözümü için farklı metotlar kullanırlar.

Çanakkale Psikoterapist

Psikoterapi bireylerin yaşamış olduğu davranışsal ve duygusal problemleri çözümleyip, ruh sağlığının gelişmesini ve korunmasını hedefleyen ruhsal tekniklerin genel adıdır. Çanakkale psikoterapist denince akla ilk gelen kurumlardan biriyiz ve sizlere psikoterapi seansları ile yaşadığınız sorunlardan kurtulmanız için profesyonel çözümler ve tedaviler sunmaktayız. Psikoterapistlerimiz, siz değerli hastalarımız ya da problem yaşayan bireylerin, danışma durumunda beklenti ve şikayetlerine göre gerekli olan tanısal yöntemleri uygulamaktadırlar. Bu yönde gelişim planı hazırlayan ruh sağlığı uzmanlarımızla problem ve sorunlarınızdan kurtulmanıza yardımcı olmaktayız. Psikoterapistlerimiz Çanakkale ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde uzun yıllar görev yapmış, alanında uzman olan profesyonellerdir. Psikoterapi günümüzde halk arasında ön yargıyla yaklaşılan bir tedavi yöntemi olarak görülse de herkesin bu terapiye ruhsal anlamda daha iyi hissetmesi için ihtiyacı vardır. Sizlere Çanakkale psikoterapist hizmetlerimizi profesyonel bir şekilde sunarak, tüm sorunlarınızı daha güçlü bir şekilde yenmenize olanak tanıyoruz. Çanakkale'de uzun yıllardır psikoterapi hizmetlerimizle birçok hastamızın ruhsal anlamda daha iyi hissetmesini sağlayacak birçok seans ve terapi uygulaması yaptık. Sizlerde Çanakkale’de iyi bir psikoterapist arıyorsanız, bizlerle iletişim kurabilirsiniz.

Çanakkale Psikoterapist Nedir?

Çanakkale psikoterapist yukarıda da bahsettiğimiz gibi ruhsal uygulamalar ile bireylerin yaşamış olduğu ruhsal sorunları iyileştirecek birtakım uygulama ve terapi yöntemleridir. Alanında uzmanlaşmış psikoterapistlerimizle hizmetlerimizi profesyonel çözümlerle sizlere sunmaktayız. Bireylerin kendileri üzerindeki gözlem yeteneğini ve sorunlarını kolaylıkla algılamalarını sağlayacak uygulamalarla sizlere kesin çözümler sunmaktayız. Bireylerin toplumsal ve kişisel farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmalar yaparak, daha güçlü toplum ve daha güçlü aile sloganıyla Çanakkale psikoterapist hizmetlerini sizlere sunmaktayız. Sorunların temeline inerek bireylerin toplumdaki rollerini saptamalarına yardımcı oluyoruz. Zihinsel ve davranışsal anlamda problem yaşayan birçok hastamızın sorunlarını çözmekten gurur duyuyor ve toplumun daha bilinçli bir şekilde hareket etmesine, insanların aile ve sosyal çevrelerinde daha iyi hissetmelerini sağlamak için sizlere ve insanlığa hizmet ediyoruz.

Çanakkale psikoterapist uzmanlarımız öncelikli olarak ilk seansta bireylerle tanışmayı seçip, çeşitli alanlarda sorular sormaktadırlar. Daha sonra kişilerden aldıkları bilgilerle yaşadıkları sorunları algılayıp, bu yönde bir tedavi planı oluştururlar. Duyguların ve davranışların daha iyi bir hale getirilmesi yönünde çalışmalar yapılır.