Kaygı (Anksiyete) Nedir?
Anksiyete ya da bilinen adıyla kaygı, kısaca gelecekte olabilecek olanlara dair hissettiğimiz olumsuz duygular olarak tanımlanabilir. Kaygılandığımızda vücudumuz, henüz olmamış bir olaya karşı olması mümkün kötü ihtimalleri düşünerek sanki ihtimaller gerçekleşmiş gibi bazı fiziksel tepkiler gösterir. Zihnimizde bazı olumsuz düşünceler ve korkular belirir. Bu düşünceleri kontrol etmekte zorlanabiliriz. Kaygı hissetmek oldukça olağan bir insani tepkidir. Kişinin olası tehlikelere karşı hazırlıklı olmasını sağlar.
Kaygı Ne Zaman Sorun Haline Dönüşür?
Hemen hemen her insan kaygı yaşamaktadır. Bu insan doğasında olan ve olası tehlikelere karşı plan yaparak hayatta kalmamızı sağlayan bir mekanizmadır. Kaygı, kişinin hayatını yaşamasını engelliyorsa, kaygılanmak için somut bir neden yoksa, her an gergin ve ‘’kesin bir şey olacak’’ gibi huzursuz ve olumsuz düşüncelerle boğuşmasına sebep oluyorsa kaygı bozukluğundan bahsedilebilir.
Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu Belirtileri
Sinirli, huzursuz ve gergin hissetmek, konsantre olmakta zorlanmak, uykuya dalamama, olumsuz düşünce akışları, yorgunluk, baş ağrısı, titreme gibi belirtilerin çok yoğun ve yüksek seviyelerde yaşıyor olmak kaygı bozukluğunun belirtilerindendir. Bunun yanı sıra günün çoğunu sürekli ve yoğun biçimde ‘’acaba okulda çocuğuma bir şey mi oldu?’’ ‘’ya anneme bir şey olduysa ve ben ulaşamıyorsam?’’, ‘’ya ölümcül bir hastalığım varsa ve haberim yoksa?’’ gibi düşüncelerle boğuşarak geçirmek ve bu düşünceleri kontrol altına alamamak da kaygı bozukluğunun belirtilerinden biridir.
Kaygı(Anksiyete)nın Fiziksel Belirtileri
Anksiyetenin fiziksel belirtileri arasında baş dönmesi, titreme, terleme, nefes darlığı, göğüste baskı, kalp atışlarında artış, gerginlik hali gibi belirtiler bulunmaktadır. Korktuğumuz zaman vücudumuzda hissettiğimiz fiziksel belirtilere oldukça benzese de korku gibi şu anda olan bir tehlikeden söz edilemez.
Kaygı(Anksiyete) Çeşitleri
Birçok kaygı çeşidi vardır. Akşamki aile buluşmasına dair duyulan kaygıdan ölüm ve varoluş kaygısına kadar sonsuz kaygı çeşidi vardır. Ayrılık anksiyetesi, evlilik anksiyetesi, performans anksiyetesi, hastalık anksiyetesi gibi alt kategorilerden de bahsedilebilir. Sosyal fobi, agorafobi (evden çıkma korkusu) gibi bazı fobiler de kaygının alt kategorileri arasında sayılabilir. Kaygı hissedilen durumun daha öncesinde deneyimlemiş olması gerekmemektedir. Örneğin bir kişi daha önceden depremi deneyimlemiş olmasa bile deprem anksiyetesine sahip olabilir.
Kaygı (Anksiyete) Kendiliğinden Geçer mi? Kaygı (Anksiyete) Tedavisi Nasıldır?
Kişinin kendi kaygısını azaltabiliyor olması ve gevşeyebilmesi kaygının oldukça azalmasını sağlayacaktır. Bu sebeple spor yapmak, bazı nefes egzersizlerini uygulamak, meditasyon yapmak, sosyal faaliyetlerde bulunmak, sıcak bir duş ile kasların gevşemesini sağlamak kaygının azalmasına yardımcı olabilir. Kaygı azaldıkça kişi, kaygı üzerindeki kontrolünü artırmak için gerekli gücü kendisinde bulacaktır.
Bir diğer yöntem olan Bilişsel Davranışçı Terapi de kaygı bozukluklarında oldukça etkili ve faydalıdır. Terapi sürecinde kişinin ihtiyaçları ve düşüncelerine göre bazı olumsuz düşüncelerin alternatif düşüncelerle değiştirilmesi için alıştırmalar üzerine çalışılarak kişinin kendi kaygıya bağlı düşüncelerinin farkına varması sağlanır. Kişinin belirsizliğe ya da olumsuz ihtimallere karşı olan toleransının artırılması ve dolaylı olarak da yoğun kaygısının azaltılması amaçlanır.